2 Ocak 2011 Pazar

Yeni yıl yeniden


Yeni yıla ve yeni yaşıma girdim. Şimdi televizyonlardaki tv programlarımda olduğu gibi "Efendim şimdi kısaca 2010 yılında neler olmuş bir hatırlayım" diyerekten kendi yaşantımının kısa filmini yapabilsem güzel olurdu. Ama herhalde güzellikler kadar üzüntülerin ve kayıpların bir yılı olduğu bunu yayınlar mıydım bilmiyorum.

Neyse yeni yıl yeni yaşantılar demek. Bu yılda ihmal ettiğim bir kaç sefer hep denediğim blogumu daha çok zaman ayırmak için kendime söz verdim. Hatta bunun için baya bir şablon arıyıp içlerinden bir seçim yapmak baya zor oldu. Artık en sonunda gözdüğünüz şablonu seçtim http://btemplates.com/ sitesinden eğer benim gibi bloglarında yenilik yapmak isteyen olursa içinde baya güzel tasarımlar ama benim kararsız kalırsanız baya vakit harcıyorsunuz :)

Son olarak yeni yıl mesajıımıda yazayım gerçi geri dönen fazla olmadı ama olsun sonuçta benim eserim  :)) belkim seneye biri okur bu sayfaları o kullanmak ister  paylaşmak güzel şey nasılsa

"Hep birlikte beklentilerimizin yaşlı söğüt ağaçlarına benzemediği, üzüntülerimizin yaz yağmurları kadar kısa olduğu, mutluluklarımızın her sabah doğan güneş gibi ışıl ışıl içimizi ısıttığı ve geçen her günün keşke'ler değil iyi ki'ler anıldığı bir yıl geçirmek dileğiyle

Mutlu yıllar :)"








26 Kasım 2010 Cuma

Gel desen


Gel desen gelirdim Lavinia
İsmini haykıra haykıra
Yüreğimdeki kanı akıta akıta
Gelirdim

Karanlık gecede
yıldızların üstüne basa basa gelirdim


Geçmişimi unuturan
Gülüşündeki o geleceği
Yaşamak için
Gelirdim.

Yanan ruhumun
küllerini savura savura gelirdim

Yalanlar olmadan
Sadece senin için
Sevgimle
Gelirim


“Gel Desen” sadece
Senin için Lavinia…

2 Ağustos 2010 Pazartesi

yazmak ya da yazmamak

bu gunun hıc bır anlamlı yok tekrardan yazmak için  (gerci benimkine yazmak değil sadece karalamak denir.) Halbuki yazacak (karalayacak) o kadar çok şey vardı ki. Neden şimdi ne anlamı olacak hiç bir önemi yok

sadece yazabilmek adına yazmak ne için kim için bir anlamlı artık bilmiyorum. Pek çok  şey gibi anlamını yitirdi
kimbilir belki yazmanın da ama asıl ironik olan tarafı anlamlı olduğunda da yazmadım ki bir şeyler ki şimdi ki yazdıklarımda bir seye benzemedi

yazmak ya da yazmamak

bir sey etmeden bir seyleri değiştirmeyecekse ne önemi var ki

7 Ocak 2010 Perşembe

beklemek.....

yazmayalı baya uzun zamna oldu ama yakında bir hafta sonra sınavlar bitecek iyi kötü 
zamanında soylemediğim (yazamadığım) pek cok seyi internettin kara deligini gondermek bagırmak sessizce
kımsenın duymayacagını bile bile bir hafta daha beklemek....




27 Eylül 2009 Pazar

Bir Öğretim Yılı Daha Baslar ...

Bu persembe okullar yeni ogretim yılı icn acıldı gerci bazı zeki ogrenciler persembe gunun saclamalıgını anladıklarından pazartesi gelecekler:P Ama bizim okul yatılı oldugundan kuzular erkenden okuldaydı. Yuzlerin bakınca endiseleri ve korkularını okumamak icin kor olmak gerekirdi. Bir yakını, arkadasını bulan okse otu ona yapısıp kalıyordu. sanki ondan bir ayrılsa kurtlar sofrasının ara sıcaklarından biri olacaktı.

Kolay değil tabii bu yaşta ailerinden ayrı bir yerde ve acıkcası boylesine kuralların oldugu yerde gene çocukluklarından kalma kırıntıları yaşayarak büyümeye calışacaklar.  Umarım basarırlar ve bende onlara ufakta olsa yardım edebilirim.

Sonucta benim icinde bir başlangınc. Gecen sene bir oradan bir suraya derken simdi bir sene boyunca yerimde yurdumda belli bir taraftan yuksek lisans ile birlikte bakalım bu sene neler yasanacak umarım guzellikler daha fazla olur .





24 Eylül 2009 Perşembe

Karalamaya Devam

Uzun zaman geçti. buraya bir şeyler yazmayalı. Halbuki o kadar çok yazmak isteğim şey  vardı ki.
tatillimi,yaptıklarımı yapmak istediklerimi, duyupta inanmakta zorlandıklarımı, görüpte hayal sandığım pek çok şeyi....


Ama yapamadım. pek çok kez denedim ama olmadı. Yazmadığım onca şey hep içimde kaldı.kimi boğazıma düğümlendi soluk dahi imkansızdı; kimi zaman öylesine üşengençlik ve miskinlik üzerimde o kadar büyük bir yük oluşturdu ki bir türlü doğrultamadım belimi.


Ama gene başaldım karalamaya ufaktan tefekten gene bir şeyler karalamaya... Açıkcası şu an düşünce kime ve niye yazdığımı sorguladığımda kendimi tatmin edici bir cevabım dahi yok. 



Bari bu konuda bencilce özgürlüğümü kullanayım. Nasılsa kendin pişir kendin ye moddunda bu yazdıklarım :)








27 Ağustos 2009 Perşembe

Ayse'nin Anısına

Biliyorum bu ülkenin pek çok yerinde ölümler yaşanmakta. Kimbilir artık her gün gördüğümüz,daha doğrusu gösterilen onca şeyden sonra belki sıradanlık özelliğini dahi kazanmakta o...

Biçimi, şekli, nedeni veya sebepleri ne olursa olsun geriye kabul edilmeyen tek bir sonuç bırakıyor. tek bir gerçek - en azında bu dunyada geriye kalanlar için-

anlamdırılamayan koskoca bir boşluk, ve boşluğunun hissettirdiği o duygu:acı

onun yaratığı bu gerçekliği -duyguyu- diğer temsilleri ile karşılaştırmak buyuk bir hata, sonucta ateşin düştüğü yerde yanmakta. diğerleri olan bizler o ateşin savurduğu küller yüzünden yaşlı ve çaresiz bakmaktayız ona. belki de bir zamanlar yaşadığımız o sıcaklığı hatırlatmasındadır...

ama işte "genç ölüm" denilen o haksız, adaletsiz, bir ağız dolusu kufur edilesi o orman yangın yok mu dışarıda kalan bizlerin gözlerinden sımsıcak kuller ile doldurmakta

Daha baharını dahi görmemis sevgili öğrencim umarım o gittiğin yerde küllerinden yeniden doğarsın.

Nasıl bıraktığın anıların ve küllerin bizimleyse; sevgimizde hep seninle...